Makale

Ruh Hastalıkları

Tülay K. 33 yaşında, A grubu, özel bir şirkette finansman servisi şefi

Tülay Hanımın hikayesi bugünkü gençler için çok tipik bir örnek olduğundan bu ibret dolu hikaye, kısaltmadan olduğu gibi alınmıştır.

1973 tarihinde doğmuşum. Annem, hamilelikte çok bulantı hissetmiş, doktorun verdiği bulantı giderici ilacı (Emedur) kullanmak zorunda kalmış. Doğumum normal yolla olmuş, yaklaşık 1 yaşıma kadar anne sütü emmişim, ancak ek gıdalara 6. aydan itibaren başlamışım.

Çocukken birkaç kez ateşli hastalık geçirmişim ve doktor ateş düşürücü (parasetamol, aspirin), antibiyotik (bactrim), öksürük şurubu (perebron) gibi ilaçlar vermiş.

Hastalıklar:

15 yaşında sigara içmeye başladım. 28 yaşına kadar içtim. 15 yaşından sonra çok fazla hasta olmaya başladım. Her yıl, en az 2 kez olmak üzere 2 ila 4 kez grip, anjin, faranjit, bronşit ve/veya sinüzit oldum, bir kez zatürre başlangıcı geçirdim. 15 yaşımdan 33 yaşıma kadar yılda 2-4 kez bu hastalıklardan geçirdim. Her hasta olduğumda mutlaka grip ilacı, boğaz için antibiyotik kullandım. Genelde bu ilaçlarla iyileşemeyip, doktora gidip bu sefer 10 -15 arası antibiyotik iğnesi olarak iyileştim. Her geçen sene iyileşme dönemim uzamaya başlamış ve son yıllarda iki aya çıkmıştı.

18-20 yaş döneminde saç jölesi oldukça fazla kullanmıştım. Saçlarım çok cansızlaştı ve çokça dökülmeye başladı. 20 yaşımdan 27 yaşıma kadar saçıma, bepanten iğne, badem yağı, zeytinyağı karışımları uyguladım, Vichy Derkos saç ampulleri sürdüm, faydası olmadı, saçlarım dökülmeye devam etti, ön tarafta saçlar iyice seyrekleşti, yer yer açıklılar belirdi. Ayrıca ergenlik döneminden itibaren her zaman çok fazla sivilcelerim çıktı. Yüzümde, boynumda, sırtımda. Sarı, içi dolu kocaman sivilceler çıkardı.

23 yaşımda cilt bakımı ve sivilcelerden kurtulmak için her ay güzellik salonuna gitmeye başladım. 33 yaşına kadar her ay güzellik salonunda cilt bakımı yaptırdım. Fakat güzellik salonunda yapılan bakım sivilcelerimin geçmesini sağlayamadı.

27 yaşımda hem saçımın çok dökülmesi hem de sivilcelerimin geçmemesinden dolayı bir cilt doktoruna gitmeye başladım. Sivilcelerimin çıkmasının sebebini vücudumun yağ seviyesinin yüksek olması, saçlarımın dökülmesi ise erkek tipi saç dökülmesi olarak söyledi. Yapılan kan tahlilinde, testesteron hormonu seviyesi üst seviyeye yakın çıktı. Sivilcelerim için izotreonin içeren ilacı (Roaccutane) iki kutu kullandım. Bu ilaçları kullandıktan sonra sivilceler bir daha çıkmadı.

Saç dökülmesi için Flutamid isimli prostat kanseri ilacı, Zinco C vitamin, doğum kontrol ilacı (Diane 35), tarifini doktorun verdiği ve eczanede yaptırdığım bir saç losyonunu kullanmaya başladım. Flutamid, Zinco C ve saç losyonunu 1 seneden biraz fazla kullandım. Diane 35’i yaklaşık 3 sene kullandım. Diane 35 kullanmaya başlamadan önce adet dönemim hem çok kanamalı hem de 78 gün sürerdi. Diane 35 kullandığım dönemde kanama azaldı, süre de 5 güne indi.

Depresyon ve tedavisi: Bu arada psikolojim çok bozuldu. Sık sık ağlama krizleri, öfke patlamaları yaşıyordum. Böylece 29 yaşında psikiyatra gitmeye başladım. Doktorun teşhisi, Opsesif kompulsif bozukluk oldu. 29 yaşından 33 yaşına kadar Seroxat Kullandım. 1 yıl boyunca ayda bir doktora gitmeye devam ettim. Doktor sadece dinliyordu. Bu tedavinin pek bir faydası olmadı. Fakat ilaç en azından ağlama, öfke krizlerini azalttı. İlacı kullanmadığım zaman çok çabuk öfkeleniyor, her şeye çok fazla takılıyordum.

Bir ara aşırı derecede kaşıntı başladı. Yüzüm, vücudum, kollarım, her yerim sürekli kaşınıyordu. Aynı cildiye doktoru eczanede yaptıracağım bir solüsyon yazdı. Onu ince bir bez ile yüzüme ve kaşınan yerlere sürdüm. Kaşıntı geçti.

Son 3 yıldır banyoda baygınlık hissi, 6 aydır bacaklarda uyuşma ve çok nadir olarak başımda elektrik çarpması gibi bir şey oluyordu. Arabadayken baygınlık ve ter basması da oluyordu. Akşamları 9-9 buçuk gibi aşırı halsiz kalıp yatıyordum. Sabah namazına da kalkamıyordum.

Alışkanlıklar;

Her zaman abur cubur yemeye çok düşkün oldum. Özellikle çikolata, dondurma, kuruyemiş, bisküvi. Akşamları yemek yerine bisküvi, çekirdek, çikolata, kuruyemiş yiyerek geçirirdim. Ancak yediğim şeylerin tadını çok kez alamazdım, üstelik gözüm doymaz; çok çok yerdim.

17 yaşından itibaren okula, işe giderken yolda walkman dinledim. 31 yaşına kadar bu devam etti. 27 yaşıma kadar yabancı pop-rock, sonra Türk halk müziği ve ilahiler dinledim. Son iki senedir kulağıma walkman takıp müzik dinlemiyorum.

Daha sonra Dr. Aidin Hanım’a giderek verdiği 7 haftalık tedaviye başladım. Her hafta Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 3 günlük açlık oruçları yapıyordum.

  • Birinci 3 günlük oruçta, 3. gün çok üşüdüm, ateşim yükseldi, düşmesi için bütün gün alnıma soğuk bez koyduk, başım çok ağrıdı, tırnaklarım morardı, fazlasıyla halsizleştim. Başımın etrafında kafamı çevirirken elektrik çarpması gibi bir şey oluyordu. Orucu açtığım gün, olmamam gerekirken adet oldum. O kadar yorgun, bitkindim ki bacaklarımda yürümek için derman yoktu. İshal oldum, iki gün devam etti.
  • İkinci 3 günlük oruçta grip oldum. Baş ağrısı ve halsizlik oldu. Fakat gribe rağmen bu sefer ilkinden daha kolay geldi.
  • Üçüncü 3 günlük oruçta halsizlik ve tırnaklarda morarma oldu. Başımın etrafındaki elektrik çarpması azaldı.
  • Dördüncü 3 günlük oruçta, 3. gün halsizlik oldu. Oruç bitiminde karaciğer temizlemesi yaptım. Gece 1’de ve 2,5’ta ishal olarak tuvalete çıktım. Salı sabahı büyük abdest siyaha yakın koyu yeşil olarak geldi. Çarşamba, perşembe kendimi çok enerjik hissettim, psikolojimin de eskiye göre daha iyi olduğunu, daha pozitif olduğumu, eskisi gibi hemen her şeye tepki vermediğimi, daha sakin davranabildiğimi fark ettim. Sanki üzerimden bir yük kalkmış gibiydi.
  • Beşinci 3 günlük oruçta herhangi bir sıkıntı olmadı, biraz üşüme, halsizlik dışında.
  • Altıncı ve yedinci 3 günlük oruçlarda, oruç artık hayatımın bir parçası olmuş ve oldukça kolay geçiyordu. İlk 3 seferde yaşadığım problemlerin hiçbirini yaşamadım ki altıncı 3 günlük oruçta hacamat yaptırmaya başladım. Kafa hacamatında pembe köpük gibi bir şeyler çıktı.
  • Yedinci 3 günlük oruçtan sonra ikinci karaciğer temizlemesini yaptım. Sabah ishal oldum, yine ishal ile birlikte siyah küçük küçük parçalar çıktı, bu hal akşama kadar devam etti.

Program sırasında karşılaştığım problemlerin sabrettikçe azaldığını farkettim.

Oruçlar ve karaciğer temizlemelerinden önce her zaman hazım problemi yaşıyordum. Buna bağlı olarak kabızlık ve bağırsaklarda sıkışma, gaz oluyordu. Bu tedaviden sonra bu sorunlar kalmadı, artık her gün rahatlıkla tuvalete çıkabiliyorum ve işin en güzel yanı tuvalette çıkan da eskisi gibi pis ve kötü değil, resmen güzel kokulu oldu.

Bu tedavi ile beden sağlığı olarak büyük değişimler yaşadım. Şöyle ki; tedaviden önce kendimi yaşıma göre daha yaşlı hissederdim. Çünkü sürekli bir halsizlik yaşıyordum.

Sabah erken ve dinç bir şekilde kalkamazdım. Biraz yürüyünce ter basar ve halsiz kalır, bacaklarım gitmezdi. Sık sık, her iki ayda bir hasta olurdum, grip, faranjit, sinüzit, bronşit vb… İyileşme süreci 1 ayı bulur, günlük hayatıma rahat ve huzurla devam edemezdim. Hem fiziksel hem ruhsal beni çok yorar, etkilerdi. Her zaman hazım problemi yaşardım. Buna bağlı olarak kabızlık ve bağırsaklarda sıkışma, gaz olurdu. Adet dönemim düzensiz ve çok yoğun geçer, uzun sürerdi.

Tedaviden sonra ise; artık hazım problemi yaşamıyorum. Mevsim geçişinde etrafımdaki insanların birçoğu grip, nezle olurken bana hiç bir şey olmadı. Bu tedaviye başlayalı 7 ay geçti ve ben 7 aydır hiç hasta olmadım. Adet dönemi ve yoğunluğu düzene girdi ve hiç bir sorun kalmadı. Sabahları erkenden ve dinç bir şekilde kalkabiliyorum. Akşamları eskisi gibi 9:30 olduğunda uyku bastırmıyor, gece 1’e kadar oturabiliyorum buna rağmen sabah kalkmak hiç sorun olmuyor. Hafta sonları saatlerce yürüyüş yapıyorum hiç yorulmuyorum. Kaçıncı kat olursa olsun rahatlıkla, hiç zorlanmadan merdivenlerden çıkabiliyorum. Banyo, araba gibi kapalı mekanlarda bir süre sonra ter basar, bayılma gelirdi; artık bu tür sorunlar kalmadı.

En önemlisi yaklaşık 3 senedir beni bırakmayan parmaklarımdaki siğiller geçti. Siğiller için yapmadığım şey kalmamıştı. Cildiye doktorum ilaçlar, kremler vermiş; ayrıca bir çeşit durgun elektrik ile yakmıştı. Yaranın iyileşmesi zaman aldı. Ancak siğil geçmedi. Ayrıca sol elimin orta parmağına bulaşmış, siğiller yayılmaya devam etmişti. Bir ay önce siğillerin yayılması durdu ve gerilemeye başladı. Şu anda çok az birşey kaldı, sanırım bir süre sonra tamamiyle geçecek.

Benim için en önemli değişimlerden biri de psikolojimdeki düzelme. Tedaviye kullandığım antidepresanı bırakarak başladım. Ve şu anda kendimi çok iyi, sakin ve huzurlu hissediyorum. Artık hiç bir ilaca ihtiyaç duymuyorum. Hem fiziksel hem ruhsal olarak çok sağlıklıyım ve huzurluyum. Allah’a inancım daha çok arttı.